I came to Turkey 5 years ago and moved near to a rural village in Konya, I became a turkish citizen along with my family and I tried to adapt to the turkish culture and learn turkish and I even tried my best to help the villagers who were less fortunate, I was a farm land owner and had alot of animals and crops, I would donate 50% of my crops to help out the local poor villagers and give away many animals that were born from my animals completely for free, I never expected anything in return except mutual respect which is something I never got... during my stay in turkey I was cheated and scammed in every way you can imagine... the level of dishonesty was just something I never experienced in any other country I've lived in... people would assume I'm syrian and have this deep hatred towards me until they see me speaking English (and tell them I am not syrian) and then they would become less racist towards me.

I never did a single bad thing against anyone during my time there, I was kind, respectful and helpful and known by the mukhtar as someone generous who wanted to help the turks, but because I wasn't a turk myself, the locals were stealing my apples from my farm at night while I was sleeping until one day I went out on my ATV and caught a group of them stealing, who ran away once they saw me. They had several 50kg bags full of apples that they were stealing with the help of the farmer next door, I am an organic farmer who had a priority to heal the land and create living soil full of micro biology, when I was leaving some plots of land to heal from all the heavy tilling that takes place there... some local farmer decided to till my land and plant seeds without my permission. I was shocked that people could behave so shamelessly, groups of these local turks would come together outside my gate and shoot their guns for fun to try to put fear in my family, I had my own gun license there and had many guns incase somebody ever tried to enter and harm my family (but they didn't take it to that point yet... in the end I left turkey, it was the worst chapter of my life... I grew up in the UK and all of my closest friends were turks, but moving to turkey was the worst decision of my life, I never expected the level of racism and hatred i recieved, I hope nobody goes through the things I went through over the past 5 years.

Hakkari'de bir okulda öğretmen, tahtaya şeytan çizip çocuklara şeytan taşlamayı öğretmiş. Beyin bir donanımdır herkeste bulunur, akıl ise bir yazılımdır herkeste bulunmaz.

Video: https://www.tvnota.com/sinifta-seytan-taslama-uygulamasi-tepki-topladi

My boyfriend right now is currently in Turkey and he might go to jail. Are there any free legal service aids? His company told him to pay for $500 for lawyer but all his money is in the bank. We can't do any transaction since this bank asked for money to pay for the COT (cost of transaction). It all started when his bank account suddenly got disabled and we were able to reactivate it with my help. While we were paying for the materials purchase (he is there in Turkey for work,he deals with contracts) the banks asks for money again to pay for the COT and it's for $6500. I can't help him anymore with that matter since I used up all my money in reactivating his account. Can someone please help me? 😭 I am in desperate need. He doesn't have any family members and he is alone there in Turkey. He is from UK. Please, any free legal service aids to help him so he can have a lawyer. Please. I really need your kindness and help. 😭 I am not asking for money, I just want to get him a free legal aid help.

Edit: to those saying I got scammed, no I didn't. It was me who were doing all the transactions on his bank account, when the bank disabled it and we reactivated it with my money. I was the one who talked to the agent how to get the code for COT and how much it would be.

It wasn't him who asked the money, it was the bank. He didn't force me to pay for the activation, and he was willing to pay for a huge amount for the money I used to pay the bank. But wasn't able to since we need COT for that.

Yaşım 30+ olmama rağmen redditte yep-yeni sayılırım. Türk değilim bu arada, vatandaş ta değilim. Alanım eğitim ve eğitim yönetimi, ve ben özellikle son yıllarda ergenlerle çalışmaya tercih ediyorum, 13-17 yaş grubum en sevdiğim demografi. Sizlerle bir gözlemle (gözlemleme ike mi?) paylaşmak istedim.

Şunu farkettim ki Türk subredditlerde Türkler kendi ülkeni, bir birini, Türk gençleri-ergenleri sevmiyorlar, ve ben bu durumu anlayabiliyorum ki reddit zaten bunun için vardır. Biri ben hayatı çok severim, halimden memnunum, ülkem en iyisidir yazarsa, hemen downvote yapıştırıp çiğ çiğ onu yerler gibi atmosferi var.

Ama şahsen ben şahit olduğum durum, benim profösyonel gözlemleem (düzeltebilirsiniz, kahvaltıdaki gözleme gibi bana da geldi yoksa) şöyledir: genel olarak Türk sublarda en genç üyeler arasında bile muhabbet kalitesi, yorumların akışı, kavga-kapışma kalitesi (küfür içerse, çok anlamlı olmasa bile), şakalar bile diğer ülkelerden kat kat yüksektir. Şöyle ki: dil kültürü, hitabı çok agresif değil, konuya alakasızlık daha az, cümleler daha tam, yorumlar anlamlı. Yani size ne kadar öyle gelmiyorsa, ben diğer gezdiğim sublarla mukayyes ettiğimde Türk sublar psikopat dolu gibi gelmiyor.

O yüzden tebrik mi etsem, yürü be Türkiye desem mi bilemedim 🫶🏼

p.s. bu arada ben sürekli youtube'ta veya televizyonda sansürlenen küfür kelimeleri anca redditte ne kelimeler olduğunu öğrendim. Türkiye'deyken kimse beni öğretmek veya bana anlatmak istemiyordu, ya çekiniyorlardı ya utanıyorlardı mübarekler,, ben de bir şeyleri izlerken sansürlenen kelimeler ne manaya geldiğini bilmediğim için izleme esnasında cümle anlamını bazen toplayamiyordum. Artık rahatım, reddit değdi 😅

Dün başıma gelen olayı anlatıyorum, sarı site üzerinde ikinci el iPhone 13 satacağım ilana koyar koymaz birisi aradı, kendini infaz memuru olarak tanıttı, dedi ilanı direk kaldır ben yarın arkadaşımı gönderip aldıracağım, o çok anlamıyor bu uygulamalardan felan o yüzden sana zahmet fotoğraflarını whatsappdan gönder bende ona göndereyim görsün telefonu. Ben de attım fotoğrafları. Ve bana dedi ki senin kuzenim olduğunu söyleyeceğim daha önce dolandırıldı o yüzden güvensin diye öyle söyleyeceğim dedi bide 2 bin lira indirim yapmıştım, dedi ki sen fiyat konuşma ben göndericem sana paranı o aradaki indirim yaptığın 2 bin lirayı ben alacağım dedi, tamam dedim. Sonraki gün arkadaşı geldi, baktı beğendi almaya karar verdi, arkadaşına para göndermeye çalışıyor uygulama hata veriyor gönderemiyor sonra parayı direk size göndersem olmaz mı diyor ve gerçekler ortaya çıkıyor dolandırıcımız benim attığım fotoğraflar ile çok ucuza ilan koyuyor üzerine daha da indirim yapıp bir fiyatta anlaşıyor ve diyor ki gittiğin zaman benim arkadaşım olduğunu söyle yoksa o kadar ucuza vermez, uzun lafın kısası adam beni kullanarak adamı dolandırıp parasını alacaktı uygulama hata vermese dolandırmıştı da dikkatli olun arkadaşlar gerçekten çok fazla insan böyle benzer taktiklerle milleti dolandırıyor.

15 Temmuz gazisi Ahmet Onay, Ahmet Davutoğlu ile cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi yaptığı görüntülü konuşmayı yayınladı. Görüntülerde Davutoğlu’nun, “Yarın Cumhurbaşkanına bir şey olsa yanınızda biz durur, biz koruruz” dediği görüldü.

https://www.tvnota.com/ahmet-davutoglu-yarin-cumhurbaskanina-bir-sey-olsa-yaninda-biz-dururuz

Bu aralar kolaya kaçmayarak zor olan tuval çalışmasını yapmaya çalışıyorum.

SMA hastası İkbal bebeğe toplanan yardım paralarıyla gece kulübünde eğlendiği iddia edilen Baba Umut Kardeş, bir video yayınlayarak yaşamına son verdi.

kaynak: https://www.tvnota.com/foto-galeri/ikbal-bebegin-babasi-yasamina-son-verdi

https://preview.redd.it/1e48vb0rv98e1.png?width=1080&format=png&auto=webp&s=23fe838bbe536612e9afc0b5891b04969d0e7dee

Şu an Berlin’deyim. Yıllar boyunca yurtdışında yaşamanın hayaliyle büyüdüm, Disney Channel sağolsun daha o zamandan aklıma kazındı. Ancak yaşadığım hayal kırıklığını tarif edemiyorum. Arkadaşlar yalnızım, yapayalnızım. Tüm arkadaşlarım ve ailem Türkiye’de. Çok üzülüyorum çünkü başımızdakiler biraz insancıl olsalardı bu durumda olmazdık, daha iyi hayat şartları (!) için ülkemi terk etmek zorunda kalmazdım. Hayat şartları (!) dedim çünkü hayat daha iyi değil, sadece açıkçası buranın vatandaşı olunca benim alanımın merkezi olan ABD’ye girişim kolaylaşır diye düşünmekteyim. Gelmeyi düşünen arkadaşlara da bir öneri olsun, burada arkadaşlarınız yoksa gelmeyi birkaç defa daha gözden geçirin derim. Ucuza biranızı alıp Godfather izlemek bir yerden sonra bunaltıyor çünkü. Ne kadar kalabalık ve çekilmez olsa İstanbul’u, Ege’yi Akdeniz’i hiçbir şeye değişmem. En azından ana diliniz gibi Almanca konuşamayınca yüzünüze garip garip bakmıyorlar.

Hi everyone,i am so confused,i got married to a Turkish man,when we were dating he use to give me money every month for my upkeep,he will send upkeep money to me very 7th of the month when i was in Africa,but after we got married and i come to turkey he stop since it came to turkey he doesn't give me money,and if i tell i need money for my upkeep he will say no,if i want to buy deodorant he will say i don't need it,if i want to buy make up he will say i don't need it,i am not allowed to do my hair,he is forcing to eat Turkish food,he said i can't work i should stay at home,and when ever i ask of money he doesn't give to me,i can't look good i look every different from how it was when he got married to me,i feel like i will get old quick,am 30years old,he doesn't allow money to come across my hand, i can't buy body cream because he will say no,no face cream no clothes,no shoes....how can i get a divorce someone should help me...

Herkese mutlu "güneşin ölümü" günü dilerim🌞

I mean it happened in Hatay 80 years ago, so I think it is pretty possible.
would Turkish people accept that? And do you think Syria could preserve it is dinstictive culture? How did it go for Hatay in the past?
As a Syrian, most Syrians are against this scenario, but I think this project is much bigger than the basic citizen, and that the ottoman lagecy might be tempting compared to syrian nationalism.
Today, Aleppo (Halep) governate was chosen by the transitional government, and the future political party said pretty “suspicious” things, demanding turks an apology, as a the governate studied in a Turkish university, as if they are trying to show turks their “vision” also saying “We will be friends for 40 centuries not just 40 years ” it sounded as a reference to the Ottoman Empire.
Also the new unity between AKP and Future seems to carry an ideology that might have been influenced with what happened in Syria lately.
There is obviously a project, and Qatar seems to play a political role in it.

Haydi, bu postun altında biraz nefes alabileceğimiz, pozitif bir alan yaratalım. Hepimiz, hayatın ağırlığını farklı biçimlerde taşıyoruz ben de bu yolda zorlananlardan biriyim. Ama şunu biliyorum ki, hepimizin biraz olsun hak ettiği bir şey var. Kafamızı dağıtmak, anın keyfine varmak ve küçük de olsa bir mutluluk bulmak. Bu yüzden, özellikle burada siyasi ya da konu dışı tartışmalara girmeyelim. Bu alan, biraz olsun huzur arayan herkes için olsun.

Hepimizin içinde bir mutluluk arayışı vardır. Mutluluk, bazen farkında olmadığımız küçük anlarda saklıdır bazen de hayatımızdaki büyük dönüm noktalarında canlanır. Bu başlıkta, sizi mutlu eden şeyleri düşünmeye ve yazmaya çağırıyorum.

Bazılarımız için mutluluk, kalemi kağıda değdirmekle başlar. Yazı yazmak, kelimelerle dünyalar yaratmak.. Belki bir sabah erken uyanıp günün ilk ışıklarını yakalamak, günlük tutmak veyahut gelecek planları kurmak daha mutlu olacağımıza inandığımız kendi yuvalarımızı hayal etmek..

Kimileri için ise mutluluk, yeni bir şeyler öğrenmekten gelir. Belki hiç denemediğiniz bir şey size mutluluğun kapılarını açacaktır.
Yapamamış ancak yapacak olsanız çok mutlu ve keyifli olacağınıza inandığımız şeyler..? Mesela ben kamp yapmayı özellikle de bir Karavan eşliğinde.

Kimimiz içinse yalnızlıkta mutluluk gizlidir. Kendi kendimize yaptığımız küçük kaçamaklar. Bir kitapla geçirilen zaman, kendimize hazırladığımız güzel bir yemek veya ilgi duyduğumuz tematik alanlarımız mesela ben Post-Apokaliptik temanın hayranıyımdır özelliklede kış temasına bu türde filmler ve diziler izler. Kitaplar ve çizgi romanlar okurum ve bazen ise kendimce hikayeler kurgular kağıda dökerim. Olası senaryolar düşünürüm gerçekçi veya gerçek dışı kendimce araştırmalar yaparım.
Mesela, üzerinde yaşadığımız bu yerküre, bilim insanlarının tespitlerine göre bugüne dek tam 5 büyük kitlesel yok oluş yaşamıştır. Ama ben daha çok ütopik senaryolardan etkilenirim Her neyse..

Şimdi sıra sizde. Düşünün ve Hayal edin. Neler sizi mutlu ediyor veya ederdi? Belki yıllardır yapmayı ertelediğiniz bir şey, belki de sadece hayal etmekle yetindiğiniz bir aktivite. Kendinize bir an verin ve bu soruyu cevaplayın. Sizi gerçekten neler mutlu ediyor veya ederdi?

Unutmayın, mutluluk küçük detaylarda da gizli olabilir. Sadece onu bulmaya cesaret edelim.

Teknolojik imkanlar gelisti , bence artık vatandaşlar kullanmak istedikleri hizmetleri seçmeli ve vergiler o hizmetlere daha önce belirlenen oranda dagitilmali , örneğin devletin eğitim ve saglik hizmetinden yararlanmayan kişinin vergisi oraya gitmemeli, o hizmetleri talep ettiğinde ek ücret alınmalı , belki biraz ütopik ama devletin belirli hizmetlerini hiç kullanmayanlar o hizmetler için vergi ödüyor , sizin dusunceleriniz nedir ?

I rented a car from OK Mobility at Istanbul Airport, and it was the worst experience I’ve ever had. Not only did they charge me for unjustified fees (e.g., late return and fuel charges that were not communicated during drop-off), but one of their employees also stole my credit card information and used it for fraudulent transactions totaling nearly $2,000!

This breach of trust and customer safety is unacceptable. Despite bringing this to their attention, the company has taken no accountability or action to address the issue. I’ve filed a formal complaint with my bank and plan to pursue legal action against the company and the employee involved.

Do not rent from OK Mobility if you value your privacy, financial security, and professionalism.

Kent lokantalari iktidarı büyük oranda korkutuyor, çünkü orada bir birliktelik var , kuyrukta bekleyen insanlar bir biri ile konusyor ve etkiliyor birbirini , bu da sıkıntı yaratıyor iktidar için.

Orada herkes yemek yiyor , polis de yiyor güvenlik de gariban da , inşaat işçisi de , bu yemek 40 TL ve ve belki de maliyetinin altında bunu da elbette başka yerdeki gelirler ile vatandaşlar karisiliyor , ihtiyacı olan yesin diye bir kavram var , işte burada Turk toplumunda maalesef ihtiyacı olanı anlamak çok zor , biz üniversitede okurken durumu çok daha iyi olup babası annesi sigortasiz oldugu için burs alanlar varken geliri olmadığı halde burs alamayanlar vardı.Biz hem kayıtdışı geliri cozemedik hem de toplumsal ahlaki

Bir diger konu hergun yemeği orada yerseniz, diyelim 365 gün boyunca öğle yemeği yediniz 14600 TL harcadiniz ve bir haskasi da orada ihtiyacim yok diye yemedi minimum 250 liradan 365 gün yemek yedi , 91250 TL yapıyor, yıllık 76650 TL fark ortaya çıkıyor, baskangic da biri digerinden 7 kat fazla paraya sahipken sonunda eşitleniyor

Konuyia bakisiniz nedir ?

Başlığın da dediği üzere Avrupa'da yaşayan bir Türk olarak Türkçeyi günlük hayatta fazla kullanamıyorum. Sosyal çevresi fazla geniş olmayan, fakat insanlarla yüzeysel iletişimde bulunan birisi için söylemeliyim ki bulunduğum ülkenin yerel dili ile İngilizceden ötürü bir dili ağırlıkla kullanmıyorum. Burada konumlanmış olan Türkler ise de genelde Türkçeyi fazla konuşmadıkları için dili unutuyorlar. Türkçeyi bilen kesimin de dil seviyesinin fazla yüksek (B1-B2 seviyesinde) değil. Ayrıca doğal şiveleri dışında başka bir şiveyi benimseyen insanların Türkçesi beni gerçekten rahatsız etmekte. Bulunduğu ilçenin kendi şivesi vardır illaki ve buna saygı duyuyorum. Fakat Iç Anadolundan gelmiş olan bir gençin konuşması Karadenizlilerin şivesine benzemez. Benzememeli de, çünkü bu insanları rahatsız edebilir. Benim deneyimlediğim üzere gençler arasında yeni bir Türkçe oluşmuş, ve bu Türkçede doğal olmayan bir şive kasması var. Sokak dili ile harmanlanmış ve kabalaştırılmış bir yeni dil oluşmuş gibi ve buna ben pek adapte olamıyorum. Avrupa'da yaşayan Türkler varsa bu durumla nasıl başa çıktıklarını sormak istiyorum. Aktif olarak Türkçe konuştuğunuz ortamlar var mı? Varsa bu ortamları nasıl oluşturdunuz ve nasıl devam ettiriyorsunuz? Diksiyonunuz nasıl ve diğerlerinde bu farkı siz de görebiliyor musunuz?

Bir süre insanlardan ümidimi keserek Türkçe kitaplarına odaklandim. Böylelikle kelime hazinem gelişti fakat bunu kullanabileceğim ortam bulunmadığı için günlük hayatta pek işime yaramadı. Sadece televizyondaki kelime oyunlarındaki cevabı doğru bilince küçük çaplı bir sevinç yaşıyorum bu kadar.

Avrupa'da doğup büyüyen birisi için her ne kadar Türkçeyi kullanmadan yaşayabilsem de içimdeki bir his sadece Türkçe sayesinde tam olarak anlaşılabileceğimi söylüyor. Felsefe, edebiyat ve sanat gibi alanlarda yoğunlukla Türkçe dilinde bilgi edindiğim için bunu başka insanlarla konuşup paylaşmak istiyorum. Diğerlerinden de fikir alışverişinde bulunmak isteğiyle Türkçe konuşan arkadaş çevremi genişletmek istiyorum.

Ayrıca Türkçeyi bir süre konuşmayınca konuşma akışkanlığımda farklılıklar oluşuyor. Bu durum da beni Türkçe dilini bir gün unutacağımı düşündürüyor. Kendimden bu parçayı unutmamak için gayret gösteriyorum. O yüzden de Türkçeyi unutmamak için her türlü yöntemi deniyorum. Kitap okumakla beraber yazılar da yazıyorum ve haberlere (her ne kadar içimi yıpratsa da) odaklanıyorum.

Umarım bu durumu yaşayan tek kişi değilimdir. Anlayış ve aynı zamanda sorularıma cevap alabilmek için içimi dökmek istedim. Sizler bu konu hakkında nasıl düşünüyorsunuz?

Edit: Şive kısmını düzelttim. Yanlış anlayanlar olmuş. Umarım şuan anlaşılması kolaylaşır. Kimseyi kırmak veya incitmek istemem. Herkesin Türkçesi elbette kendine, fakat var olan Türkçe dilini dejenere etmenin bir anlamı yok.

Selamlar.

Son dönemde "kayıtsız" insanlar ile çok karşılaşmaya başladım, bu konu hakkında bir fikir belirtmek istiyorum. Beğenin, beğenmeyin; katılın veya katılmayın. Herkese saygı duyduğumu şimdiden belirteyim.

Vatan ve devletin bir düşünüldüğü bir gençlik görüyorum, o genç nesile ait bir bireyim ama bu fikiri paylaşmadığımı açık yüreklilikle söylemek istiyorum.

Vatan bizim canımız, kanımız; içtiğimiz sudan bastığımız toprağa kadar hepsi bir bütündür arkadaşlar. Ne hissettiğinize bağlı bu durum. Bu hayattan ne beklediğinize bağlı. Lüks yaşam koşullarına tapan insanlar görüyorum. Affedin beni ama bu durum çok itici geliyor. Ben de refah yaşamayı istiyorum, ben de özgür bir ülkemiz olsun istiyorum. Devleti yönetenler özgün ve demokratik olsun, adaletli olsun istiyorum.

Ama yanlışlar var ve iki gram refahımı elimden aldılar diye ben bu vatana düşman kesilmiyorum. Aramızda düşman kesilenler var. Arada kalan, ne düşüneceğini bilemeyen de var. Medya öyle bir konuşuyor ki sanki her şey para olmuş, her şey refah olmuş ve sanki bu gitse başkası gelse her şey refaha erecekmiş gibi, şu olsa bu olmasa her şey güzel olacak gibi. Ne zaman, nasıl bu kadar yozlaştı herkes?

Şunu ekleyeyim; ben kimseye daha ferah ve nezih yaşamasın demiyorum, elbette güzergahımız bu olsun, olmalı da. Ama neden bu vatana ihanet ediyorsunuz? Birisi yaptı diye herkes bunu yapmak zorunda değil.

Vatan, uğruna can vereceğiniz yegane parçanızdır. Sözüm onlara ki hala içinde bir ukte de olsa o kana sahip olanlara. Yalnız değilsiniz, biraz kendinize gelin. Vatan ve devlet ayrımını iyi yapın. Bugünkü devlet yarın olmayacak. Ama vatan ilelebet burada kalacak. Biz ona sahip çıktığımız müddetçe. Buna inanmayan arkadaşlara da saygı duyuyorum, tartışmaya girmeyeceğim.

Biraz sitem etmiş bulundum. Üst üste karşıma geldi. Saygısızlık ettiysem kusuruma bakılmasın. Sevgiler.