We meet on a language app when I wanted to learn Turkish :((( I don’t have his number anymore idk if that’s the right place to ask but his name was batuhan he loved Italian movies and lives in Adana I think :( he’s 2002 I think :(( I’m not sure if he lives in Germany now

Hi I wanna go to Turkey in January but problem here is what should I add in my visa application as travel document. I have UK evisa for two years, basically I am from Pakistan and have pakistani passport. Brp doesn't work after December because UK have finished the physical brp and changed with evisa only and on what basis should i apply from uk to Turkey and from Turkey to UK. Kindly guide me about getting Turkey evisa process in detail. Thanks

Merhabalar ben daha yazılıma yeni yeni başlayan biriyim python ile otomasyon kodları yazmaya çalışıyorum selenium ile beraber kendim yapmam gereken işleri otomasyona bağlayıp gece yattığımda hala devam etmesini sağlıyorum vs. Ama masaüstü bilgisayarımda bu iş fazla elektrik harcıyor bende raspberry pi almak istedim (başka alternatif varsa önerebilirsiniz tabiki) ardından baktım fiyatları benim açımdan biraz pahalı geldi çünkü tam olarak nasıl çalıştığını neler yapabildiğimi ve tam olarak neye ihtiyacım olduğunu belirlemeden böyle bir denize girmek istemiyorum o yüzden raspberry pi pico almayı düşündüm. bu malesefki bir chrome çalıştıramıyormuş (chromedriver sayılmaz çünkü userdata ile açamıyorum bu durumda her seferinde girişleri tekrar yaptırmam gerekiyor whatsapp qr kod vs) o yüzden 4 ve 5 e baktm onlarda pahalı. Yani sizce başlangıç seviyesi için Pi3 alsam mantıklı olur mu?

merhaba mimar sinanda moda tasarim okumak istiyorum issiz kalmaktan korkuyorum daha dogrusu ailem beni bu yonden korkutuyor yinede okumak istiyorum aranizda okuyan varsa bana bilgi verebilirmi🥺💕

Son 8 aydır kütüphaneden kitaplar ödünç alıyor, evime doğru yol alıp bir romanı ortalama 3 günde bitiriyor ve kitapları kütüphaneye gitip geri teslim ediyorum. Fakat gözüme öyle bir şey takıldı ki, nasıl bir çıkarımda bulunacağımı şaşırdım: Neredeyse ödünç aldığım her kütüphane kitabında çoğu sayfalardaki cümlelerin altları çizilmiş, kitap kapakları sanki bir köpek tarafından çiğnenilmiş gibi köşelerinden koparılmış ve üzerine saçmasapan sıvılar dökülmüş. Özellikle eskidir diye düşünüyordum, lakin sol alt köşelerinde etiketli olarak yapıştırılmış tarihlerin çoğu iki seneyi geçmeyi reddetmiş. Kitaplar yakın tarihli olmasına karşın çok pis ve bazı okuyucular tarafından kötü muamele görmüşler.

O yüzden sizlerden ricam, kütüphane okuyucuları: Sizin olmayan hiç bir mala zarar verme suretinde bulunmayın. O kitapları abilerimiz, ablalarımız, kardeşlerimiz ve büyüklerimiz okuyor. Eğer kütüphane kitaplarının içerisinde yazılı olan cümlelerin altını çizmeyi kesemiyorsanız, lütfen en azından o mantıklı bulduğunuz cümleleri hedef alarak fotoğraf çekmeyi deneyin. Yenik düşmezsiniz. Bunu da sosyal medya platformundan bildirmek istedim. Okuduğunuz için teşekkürler 🙏

Oğlum bu türk dizilerinde neden hep aldatılan kadın. Dünyada aldatanlarin %50si kadın ki aldatma sonrası erkek "karım beni aldatıyor" diye dava açsa kadın kazanır aynı şekilde kadın "kocam beni aldatıyor" diyerek dava açsa yine kadın kazanır. Büyük ara farkla kadınların hak ve özgürlük açısından erkeklerden daha avantajlı olmasına rağmen neden dizilerimiz de hep kötü durum da ki erkek oluyor?

Örnek feminist diziler;

Bugün öğle sularında 1 yıldır 4. evre kanserle mücadele eden biricik annecim vefat etti. Cuma günü gece fenalaşıp acile kaldırıldı ve bir tane oda verilmedi anneme. O kadar ağır kanseri olan hastaya, yemek zehirlenmesi yaşayan hastayla aynı muamele yapıldı. Sonrasında ise intern öğrenciler tarafından bir sürü gereksiz mr...vb istendi. Annem mr ve hastanelerden korkan bir insandı bundan dolayı durmadan anneme sakinleştirici yapıp durdular. Kalbinin durma sebebide durmadan sakinleştirici yapmaları büyük ihtimal. Annemi yoğun bakımdan çıkarmak istedik ve baya uğraştık ama izin vermediler. Annem aynı gün entübe edilip sonrasında bugün vefat etti. 19 yaşındayım ve ne yapacağımı hakkında en ufak bir fikrim yok. Hastaneyi doktorları şikayet etmemin bir faydası olur mu bilmiyorum. 19 yaşındayım ve arkamda bir baba da yok. Babam ve annem ayrı ve babam bi kere arayıp nasılsın diye sormadı bugün bana. Büyüklerim veya böyle bir durum yaşayanlar lütfen bu kardeşinize bir öğüt verin çünkü annem benim her şeyimdi. Cidden ne yapacağımı bilmiyorum

not: annemin haberini alınca sinirlenip yanımdaki camı kırdım ve ordaki güvenlikler sanki ağır suçlu yakalanmış gibi triplere girip tutanak tuttular. ben orda annemi kaybetmişim bana cam hesabı soruldu. o güvenlikleri allaha havale ediyorum.

Akbank atmsi ayrı mobili ayrı sistemi ayrı şekilde insanı çileden çıkartıyor. Daha seri esnek bir banka önerisi arıyorum.

As much as I enjoy historical dramas, there’s one thing that’s really starting to frustrate me: the constant recycling of the same tired tropes. In Mehmed: Fetihler Sultani, we started out with so much potential. In the early episodes the show teased the political and military complexity of the time — key battles, strategic decisions, and powerful rivalries. Romania, Moldova, Hungary, Byzantine Empire alliance with Vatican. The Vatican, for example, had a significant role in trying to thwart Ottoman expansion, particularly in the lead-up to the conquest of Constantinople. It feels like all of that is being abandoned for the same old palace intrigue and harem drama that we’ve seen in Muhtesem Yüzyıl (Magnificent Century) and Kuruluş Osman.

The show spends too much time focusing on palace drama and personal conflicts, rather than exploring the real challenges the Ottoman Empire faced. Mehmed’s conquest of Constantinople, the complex political maneuvers, and the military brilliance that shaped the empire are all pushed aside. Instead, we get a never-ending cycle of betrayals, power struggles, and melodramatic relationships.

But what really bothers me is how the series has totally mixed up and distorted certain historical figures.

One of the most confusing and historically inaccurate aspects is how the show handles the character of Eleni, a healer whom Mehmed II meets after a battle with Orhan Çelebi. In the series, Eleni is introduced as the daughter of a Greek healer, and after Mehmed meets her, Huma Hatun, mother of Mehmed, later brings her to the palace to marry him. Viewers are led to believe that this character is supposed to represent Helena Palaiologina, the actual wife of Mehmed II, but that's not the case.

Here’s the problem: In the show, Eleni becomes Gulbahar Hatun, which gives us a completely distorted view of history. The real Gulbahar, who married Mehmed II, was of Albanian descent, not Greek. The confusion stems from the fact that the show has combined three distinct historical figures into one character. Let’s break it down:

1. Helena Palaiologina, later Helena Hatun, the real Greek princess who married Mehmed II, is completely overshadowed by the character of Eleni in the series. This is problematic because Helena was indeed a Greek Christian princess, the daughter of Demetrios Palaiologos, Despot of Morea, brother of the last Byzantine emperor Constantine XI.

2. The character Eleni (whom the series portrays as Mehmed's wife) eventually becomes Gulbahar, but in reality, Gulbahar was Albanian, not Greek. The show merges these two characters into one, causing historical confusion.

3. The second Gulbahar, Ayşe Hatun, who was married to Bayezid II (the son of Mehmed II), was of Pontic Greek origin. However, the series doesn’t make this distinction, which further muddles the historical facts.

In essence, the producers have mixed up Helena Palaiologina, Gulbahar Hatun (wife of Mehmed II), and Gulbahar Ayşe Hatun (wife of Bayezid II) into one character, completely distorting their historical identities.

Now, let’s talk about Balibey (Malkoçoğlu or Malkočević). Here’s the thing — Balibey, the character who appears in Mehmed: Fetihler Sultani, didn’t even exist in that specific period during Mehmed II's reign. It’s completely fictional. In fact, Malkoçoğlu as a character is from a much later period, specifically from the 16th century, and his introduction in Mehmed is just a poor attempt to capitalize on the popularity of the character from Muhtesem Yüzyıl (Magnificent Century), where he was one of the key figures. This is one of the things that irritates me the most — they’ve used Balibey simply because of the character’s fame from a previous series, instead of focusing on the real figures who shaped the history of Mehmed II’s time. Balibey is just an unnecessary addition that feels forced, and it’s clear the creators are trying to build his reputation and story based on the success of Muhtesem Yüzyıl.

On top of this, the series introduces a completely fabricated subplot in which Huma Hatun allegedly plots to kill Ahmed, the son of Halime hatun, Murad II’s second wife, in order to prevent Ahmed's ascension to the throne, leading to her exile to Bursa by Murad II. Also, let’s talk about the timeline of Murad II’s death. The show portrays his death as a consequence of the pain caused by Huma's death after having to exile her to Bursa. But this is historically inaccurate. Murad II actually died two years before the fall of Constantinople, and his death had nothing to do with Huma's exile. The show has completely altered this timeline for dramatic effect, and it just adds more unnecessary confusion.

After Murad II’s death, the show spends a disproportionate amount of time on the mourning process. We watch characters for days lamenting his passing, even though historically, Mehmed II took the throne immediately after his father’s death. Worse still, it creates drama by showing the various palace factions trying to prevent Mehmed from taking the throne. However, historically, Mehmed II actually took the throne immediately after his father's death. There was no drawn-out drama of conspiracies or obstacles to his ascension. This entire subplot is nothing but padding, designed to stretch the narrative and focus on drama rather than historical accuracy.

It’s frustrating to see these historical inaccuracies and missed opportunities. The reliance on the same tired plotlines — harem drama, power struggles, and betrayal — is getting old. While these elements may attract viewers, they ignore the richer aspects of Ottoman history. The real political decisions, military strategies, and alliances are overshadowed by repetitive palace intrigues.

Honestly, I’m starting to lose interest. I’d much rather see a series that focuses on the true complexities of the time — the strategic genius of Mehmed, the challenges of ruling a vast empire, and the real relationships that shaped the empire’s destiny. Not just more of the same recycled palace drama.

Habere göre Amerikan Hava Kuvvetleri, A-10 Thunderbolt II tipi uçaklarla SDF'ye hava desteği vermeye başlamış. Şuanlık rejim güçlerine ve İran destekli gruplara karşı bu hava desteği veriliyormuş. Sizce Amerika Türkiye destekli grupları da vurur mu?

Ailem 7-8 yaşındayken beni İ.A cemaatine bağlı Kuran kursuna göndermeye başladı.

Ben hayatımda ilk dayak yemeye, şiddete maruz kalmaya ve herkesin içinde aşağılanmaya, burada başladım.

Tecüt namazı kılınması için gecenin 3’ünde dövülerek uykudan uyandırılan çocuklardık.

Uğradığımız zorbalık nedeniyle altımızı ıslatıyor, bu yüzden tekrar dayak yiyor, gecenin 3’ünde toplu olarak banyoya sokulup hortum ve fırça ile soğuk suyla yıkanıyorduk.

Öğrencileri döverken hocaların kullandığı sopalar kırılıyor ve yerlerine daha dayanıklı sopalar buluyorlar, yeni sopayı denemek için sıra dayağına çekiliyorlardı.

7-8 yaşlarındaydım ve falakaya yatırılarak dayak yemekten ayağının üzerine basamıyordum. Falakada daha az acısın diye kat kat çorap giyiyordum.

Kursta abimle beraber kalıyorduk, abim benden önce ayrıldı. Bir süre sonra abimle ilgili bir şeyler duymaya başladım. Aynı kursta kaldığımız Hikmet isimli şahısla cinsel ilişkisi olduğunu öğrendim.

Kursta bulunan pek çok kişinin birbiriyle cinsel ilişkisi olduğunu öğrendim ve merak ederek ben de 12-13 kişiyle cinsel ilişkiye girdim.

Yaşım ilerleyip aynı cemaate bağlı bir başka kursa geçtiğimde eşcinselliği burada da çok yayın olduğunu gördüm.

Bu kursta okurken sayısız kez kontörlü telefonlardan 155’i arayarak kaçak kuran kursu olduğunu ve sürekli olarak dayak yediğimizi ihbar ettim ama 1 sefer bile polis gelmedi.

Polisin gelmediği kurslara iktidar partisinden belediyeye bağlı aşevlerinden günlük yemekler gelmeye başlamıştı.

14 yaşımda ailemi karşıma alarak tarikat yapılarından kurtuldum.

Bizzat kendim kuran kursundayken cinsel ilişkiye girdiğim kişilerin bazıları şu anda aktif olarak diyanetin resmi kadrosunda imamlık yapıyor, bazıları ise şu an İ.A. cemaatine bağlı kurslarda hocalık yapıyorlar.

https://fatihaltayli.com.tr/kose-yazisi/2024/12/01/okumamis-olmayi-diledigim-bir-mektup

I know crypto is big in Turkey, what do you guys mainly use? Why companies back out?

https://x.com/cryptodotnew/status/1863900514376626242

Ekran görüntüsünde gözüktüğü üzere bankanın mobil uygulamasından fırsatı incele seçeneğine basar basmaz sizi bu şekilde ekrana atıyor. Tek seçenek okuyup onaylamak. Geri çıkma veya kapatma butonu malesef yok. Bu şekilde bütün mobil bankacılık uygulamalarında aynı durumu gözlemler oldum.

https://preview.redd.it/i6l3y0l5tl4e1.png?width=1600&format=png&auto=webp&s=18fd09207d720409a785a8d58180ad9141bc75a6

https://t24.com.tr/haber/ankara-da-okulda-istismar-skandali-17-erkek-ogrenciye-dava-acildi,1200492

Ankara Çankaya'da bir ortaokulda, 17 erkek öğrenci hakkında, sınıf arkadaşları A.B. isimli kız öğrenciyi zorla okulun tuvaletine sokarak defalarca taciz ve cinsel istismarda bulundukları gerekçesiyle dava açıldı. A.B., verdiği ifadede "Hiç kimse bana yardım etmedi" sözleriyle özetledi.

Olay, A.B.'nin ailesinin kızlarının başından geçenleri öğrenmesiyle gün yüzüne çıktı. Anne P.B., Ekim 2023'te yaşananlar karşısında şoke oldu ve hemen polise başvurdu. 17 erkek öğrenciden şikayetçi oldu, A.B.'nin okulunu değiştirdi ve kızlarının psikiyatrik tedaviye başlamasını sağladı. Ayrıca, aile, okul yönetimi ve öğretmenler hakkında da suç duyurusunda bulundu.

Hürriyet'te yer alan habere göre, soruşturma sürecinde, Çocuk İzlem Merkezi'nde üç kez ifade veren A.B., "Buraya eski okulumda yaşadığım zorbalık nedeniyle geldim. Bu zorbalığı yapan neredeyse sınıftaki tüm erkeklerdir," dedi. İfadesinde, kendisine dokunan ve zorla öpen kişilerin okulun dört bir yanında, sınıfta, koridorda, kantinde ve tuvalette bu eylemleri gerçekleştirdiğini belirtti. A.B., yaşadığı tacizi gören ve müdahale etmeyen arkadaşlarının isimlerini de açıkladı.

İsmini verdiği erkek öğrenciler, A.B.'yi zorla tuvalete götürdüğünü ve burada istismarda bulunduklarını anlattı. A.B., bazı öğrencilerin kendisine şiddet uygulayarak tehditlerde bulunduğunu da ifade etti. Özellikle Y., Y. ve K., kız öğrenciyi kolumdan tutarak zorla okulun en üst katındaki kızlar tuvaletine götürmüş.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonunda, suça sürüklenen çocukların mağdureyi farklı zamanlarda birden çok kez okulun tuvaletine götürerek istismarda bulundukları belirtildi. İddianamede, 17 suça sürüklenen çocuk hakkında 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan 7 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Bazı öğrencilere 'tehdit' suçundan da ek cezalar talep edildi.

Duruşma, Ankara 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde yarın saat 10.00'da görülecek.

Herkes doların baskılandığını söylüyor. Bu varsayımlar neye dayanarak söyleniyor, bilgi sahibi olan varsa açıklayabilir mi?

I went to Hong Kong, HSBC, Hang Seng Bank, and Bank of East Asia all rejected my account opening application because Turkey was involved in financial risks.

Standard Chartered Bank also stopped opening accounts for Turkish identities now, apparently due to sanctions.

What happened?